|
Hem sosyoekonomik veriler, hem de kültürel yapı ve geleneklerimiz Türkiye'de yaşlı kişilerin bakım hizmetlerini, huzurevleri, hastaneler ya da gelişmiş ülkeler gibi bakımevleri açarak çözümlemesinin olanaksız olduğunu göstermiştir.
Bu konu, son yıllarda gelişmiş ülkelerde de ekonomik sorun haline gelmiştir. Bu sorunun çözümü, yaşlı nüfusun bakımı ile ilgili olarak evde sağlık hizmetleri ya da evde bakım uygulamalarını gündeme getirmiştir.
Böylesi bir yaklaşım ülkemiz için de bir çözüm olabilir. Çünkü ülkemiz nüfusunda her yüz kişiden 53'ü sosyal güvenceye sahipken, 47'sinin hiçbir sosyal güvencesi yoktur.
Sosyal güvencesi olan şanslı grup, emeklilik, yaşlılık, malûllük ve sakatlık aylığı alan ya da hastane ve bakım evleri gibi hizmet alanlarından yararlananlardır.
Ülkemizde yaşlı bakımevi olarak faaliyete geçen ilk huzurevi Darülaceze, Sultan Abdülhamit tarafından 1895'de İstanbul'da kurulmuştur.
Bugün Darülaceze İstanbul Belediyesi'ne bağlı olup, Döner Sermaye ile yönetilmektedir. 1993 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, ülkemizde yaşlı bakımevi olarak 74 kurum hizmet vermekte ve bu kurumlarda 11490 yatak kapasitesi bulunmaktadır.
Yaşlılara Hizmet Veren Kuruluşlar
Devlete ait kurumlar
- Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı faaliyet gösteren huzurevleri,
- Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve P.T.T gibi diğer kamu kuruluşlarına bağlı huzurevleri
Yerel yönetimlere ait huzurevleri,
Bazı üniversitelerdeki psikiyatri üniteleri,
Özel, tüzel ve gönüllü kuruluşlara ait huzurevleri ve yaşlılara evde bakım hizmetleri,
Yaşlıların Sosyal Hizmet Kurumlarına Alınma Koşulları
- Yaşlı bireyin akıl hastalığının olmaması,
- Yaşlı bireyin bulaşıcı ya da ölümcül bir hastalığının olmaması (Tüberküloz, AİDS, Kanser gibi),
- Yaşlı bireyin taşınan mal varlığı veya emekli, Sosyal Sigorta, Bağ-Kur gelirinin huzurevine bağışlanması,
- Eşlerden birinin ölmüş ya da hasta olması,
- Çocuklar tarafından bakım görmediğinin ya da nafaka ödenmediğinin mahkeme kararı ile belirlenmiş olması,
- Yaşlının bulunduğu ilde en az 5 yıl oturduğunun belgelenmiş olması,
- Yaşlı bireyin doğal ihtiyaçlarını kendi kendine giderebilecek güçte olması.
Bu olanaklara karşın yaşlı insanların çoğu için huzurevi, yaşamın geriye dönüşü olmayan son istasyonu anlamında olup, bu değişmez niteliği nedeniyle reddedilir.
Huzurevlerinde yapılan birçok araştırmada, bireysel özgürlük ve otokontrol mekanizmalarının azaldığı görülmüştür; bu nedenle yaşlıların çoğunluğu huzurevinde kalmayı olumsuz karşılamışlar ve çocuklarının kendisini istemediği duygusuna kapılmışlardır.
Sonuç olarak, ülkemizde çekirdek ailevi yapısının gelişmesi, evin dışında çalışan kadın sayısında artış, bireylerin, yaşlı bireylerin sosyal güvencelerinin yetersizliği, yaşlıya hizmet veren organize kurum ve yetişmiş elemanların azlığı gibi nedenlerle yaşlının bakımı ve korunmasında, yaşlı ve ailesi, yalnız kalmakta ve zorlanmaktadır.
|